1 Aralık 2014 Pazartesi

Bıktım.




Lisans biteli 1 buçuk yıl oldu neredeyse. Bu geçen süre içinde lisansta öğrendiğim şeylerin 10 katını öğrendim. O kadar çok deneyim edindim ki, önceki aydan bu aya baktığımda bile vay be diyorum. Bu gelişimde edindiğim katkının büyük çoğunluğu çalıştığım işyeri sayesinde oldu.

Okul. Yüksek Lisans. İkinci öğretim.

Okulun da tabii ki bana kattığı şeyler oldu, olacaktır. Fakat özellikle geçtiğimiz hafta feciydi. Hafta içi 48 saatte toplam 7 saat uyuyup hem işe gittiğim, hem de derse + sınava gittiğim oldu. O günlerde algım kapalı bir biçimde yaşadım resmen. Kendimi bön bön ağzım yarı açık bir şekilde önümdeki ekrana, kitaba, deftere bakarken buldum.

Sevgili hocalarımız sanki bir işte çalıştığımızı bilmiyormuş gibi bizi yetiştiremeyeceğimiz sorumluluklarla donatmakla kalmayıp, yeteri kadar bilgi vermeden her şeyi halletmemizi istiyorlar. "Al bunu, araştır ve yap. Bir şekilde yap."

Lisanstan sonra Yüksek Lisans'ta yine akademik kafayla karşı karşıyayım. Şimdi durum daha trajikomik çünkü bu sefer iş hayatına yönelik diye girdiğim bir bölümdeyim. Eski bölümümün böyle bir iddiası yoktu en azından.

Sonuçta, bıktım.

Kıçını yırtıp, sıfırdan bir konu hakkında bir şeyler anlamaya çalışıp sallama ödevler vermekten bıktım.

Uykusuz uykusuz işe gidip iş performansımın da düşmesinden bıktım.

Ailemi arkadaşlarımı ihmal etmekten bıktım.

Kendime vakit ayıramamaktan, boş zamanlarımda en büyük mutluluğumun ve hobimin hiçbir şey yapmadan oturmak ve bunun tadını çıkarmak haline gelmesinden bıktım.

En önemlisi de, hayatın bir vitrin gibi önümden geçmesinden bıktım. Vitrinde sürekli değişiklikler oluyor, fakat ben sadece sokaktan seyredebiliyorum. Çünkü içeri girmeye vaktim yok.

Saat 02:23, yine bir ton ödevim var. Öte yandan yarın sabah işe gideceğim. Artık elim ödeve de gitmiyor. Yatıyorum ve aşağıdaki anlamlı şarkıyla yazıma son veriyorum.

marooned - dünya ile ilişkisini kesmiş




0 yorum:

Yorum Gönder